Çalışanların gözünden çalışma koşulları

Oğuz Kılıç
8 min readFeb 15, 2019

Çalışan bakış açısıyla şirket kültürü, yan haklar ve koşullar

kaynak: anysoftwaretools

Geçtiğimiz ay bir duyuru yaparak şu an okumakta olduğunuz yazı için fikir alışverişi yapmak üzere geliştirici arkadaşlarla konuşmak istediğimi belirtmiştim. Bu yazı için gönüllü olan geliştiriciler ile konuşma fırsatı buldum. Her birine benzer soruları yönelttim ve cevap vermelerini istedim.

Her başlık için çalışanların bu konu hakkındaki yorumlarına yer vereceğim.

Bu yazı yazılım geliştiriciler ve onların koşulları baz alınarak yazılmıştır. Yorum sahipleri uzun yıllardır sektörde çalışmış ve çalışmaya devam eden kişilerdir.

Önceden kendilerine söz verdiğim için isimlerini paylaşmayacağım.

Yapmış olduğum konuşmaların tamamı Türkiye’deki şirketlerde çalışanların görüşlerine dayanmaktadır. Aralarında şu an yurt dışına yerlemiş kişiler bulunsa da kendileri ile Türkiye’de çalıştıkları son şirketler üzerinden fikir alışverişinde bulunduk.

Çalışan hakları konusu

Türkiye’de çalışan hakları konusunda eksiklikler olduğunu hemen hemen herkes biliyordur veya farkındadır diye söze başlamak istiyorum. Tüm bu olumsuz havaya rağmen çalışanın haklarını ve hatta fazlasını sunan şirketlerin olmadığı anlamına gelmiyor. Uzun süredir sektörün içerisinde olan biri olarak hem bazı acı gerçekleri hem de bazı güzel gelişmeleri görebilme şansım oldu.

Uzaktan Çalışma

Konuştuğum kişilere çalıştığınız şirkette hangi hakların olması gerektiğini düşünüyorsunuz? sorusunu yönelterek başladım.

Aldığım yanıtların büyük çoğunluğunun hem fikir olduğu konu “uzaktan çalışma” imkanının bir hak olarak sunulması gerektiği yönündeydi. Maalesef bu kültüre hazır olmayan hatırı sayılır miktarda şirket bulunuyor. Çalışanına ayda 1 gün veya haftada 1 gün uzaktan çalışma imkanı tanıyarak yumuşak bir geçiş yapmaya çalışan şirketler olduğunu biliyorum.

Özellikle konuştuğum geliştiriciler İstanbul gibi bir metropolde işe gidiş ve geliş sürelerinin oldukça fazla olduğunu ve şirketlerin bu durumu avantaja çevirebileceğini düşünüyorlar. Elbette bu duruma şirket ve çalışanın uyumlu olması gerekiyor. Görünen o ki bu konuda daha önümüzde uzun bir yol var.

Çalışan yorumu:

Uzaktan çalışma hakkının olması gerektiğini düşünüyorum. İstanbul gibi bir metropolde çalışanının min 2 saati yolda geçen firmalar bunu avantaja çevirmeli.

Fazla Mesai

Fazla mesai konusu yine tartışmalı konulardan biri çalışanlar için. Sanırım ülkemizde fazladan çalışılan saatin ödemesini yapan şirket yok denecek kadar az. İşin tuhaf tarafı bu fazla çalışma saatinin aylık ücrete dahil olduğu söyleniyor.

Ne kadar mesai yapacağınızı nasıl bilebilirsiniz ki?

Üzücü olan kısım ise konuştuğum kişiler arasında fazla mesai ücretinin ödendiği hiç kimse yok ne yazık ki. Bir şekilde bu duruma kimsenin sesi çıkmadığı veya çıkamadığı için aynı düzen yıllardır devam ediyor. Şikayet ettiğinizde işinizden olma gibi risklerle karşılaşabiliyorsunuz. Dolayısı ile benim tavsiyem ücret pazarlığınızı olası fazla mesai durumlarını ön görerek yapmanız yönünde.

Fazla mesainin genellikle iki ana nedeni olduğunu düşünüyorum;

1- Yanlış planlama

2- Çalışanın veya ekibin doğru planlama yapılmasına rağmen işini eksik/hatalı veya yavaş yapması.

Fazla mesainin aynı zamanda maalesef ülkemizde kendini gösterme şekli olduğunu belirtmek lazım. Zamanınızı kiraladığınız süre içerisindeki performansınız ve yetkinliklerinize ilaveten kendi isteğinizle yapacağınız mesai yönetim kademesinin takdirini kazanmanıza neden olabiliyor. Aslında burada sorgulanması gereken kişinin neden mesaiye kaldığı olmalıdır.

Bazı işleri gündüz yapmayıp gece eve gittiğinde tamamlayan ve şirketi tarafından hem gündüz hem gece çalıştığı için takdir edilen ve örnek gösterilen çalışanlar olduğuna muhtemelen tanıklık etmişsinizdir. Bu tarz şirketler ve çalışma ortamları uzun vadede sizi mutsuz edecektir.

Çalışan yorumu:

Fazla mesai, ücreti verildiği sürece kötü bir şey degil fakat kesinlikle bunun bir alışkanlık haline gelmemesi gerekmekte. Şirketimizde fazla mesai ücreti yok, sadece yol ve yemek masrafı karşılanıyor fazla mesai olması durumunda.

Doğum Günü İzni

Doğum günü izni bazı şirketlerde uzun bir süredir var. Çalışanına değer veren şirketler yıllık izinden bağımsız olarak doğum günlerinde ek 1 günlük idari izin verebiliyorlar. Ufak ama çalışanı mutlu eden güzel bir jest olarak sunulması gerektiğini düşünüyorum.

Eğer izni kullanacağınız gün işlerinizin mevcut durumu izin kullanmanıza uygun değilse daha sonra bu izin kullanılabiliyor. (Daha önce çalıştığım bazı şirketlerde bu tarz bir uygulama mevcuttu.)

Çalışan yorumu:

Standart ek hakların hepsi var ama doğum gününde idari izin hakkı olabilir ek olarak.

Sosyal medyada yansıtılan şirket imajı ve gerçekte olan

Sosyal medya birçok açıdan insanların algısını etkileyebiliyor. Sosyal medyayı aktif kullanan bazı şirketlerin aslında dışarıya yansıttıkları imajın içeride çokta aynı olmadığını tahmin edebilirsiniz. Bunu sadece ben söylemiyorum konuştuğum kişilerden katılanlar var.

Farklı olan şirketler yok mu? Elbette var. Genelleme yapmak doğru değil fakat sosyal medyayı kullanarak iyi mühendisleri çekmek, modern teknolojileri kullanıyoruz imajı çizmek vb. nedenlerden dolayı kendisini olduğundan farklı gösteren kısacası reklam yapan şirketler var.

Konuştuğum kişilerden iki senaryoya da uyan yorumlar paylaşmak istiyorum;

Çalışan yorumu (+ pozitif):

1- Çalıştığım şirket bir ürün şirketi (B2C) ve açık konuşmam gerekirse bir çalışan olarak imrendiğim birçok ürün şirketiyle benzer haklar sunuyor. Bunların içerisinde kişisel gelişim konusunda bütçe destegi, çalışma saatlerinin esnekliği ve oldukça adil gelir dağılımı gibi seyler var.

Hem sosyal medya hem de farklı kanallar aracılığıyla bize ulaşan kişilere samimi ve yardımsever sekilde yaklaşmaya çalışıyoruz. İçeride de durum aynen böyle. Aksini yapan bir şirketin uzun sure ayakta kalabileceğini pek düşünemiyorum.

2- Sosyal medya ile çok ciddi sekilde şirket kültürünün yansıtıldığını düşünmüyorum. Dışarıdan bakıldığında daha çok startup hissi veriyor ama aslında icerideki şirket kültürümüz çok daha zengin.

Çalışan yorumu (- negatif):

1- Dışardan her şey güllük gülistanlık görünüyor fakat, overtime’lar oluyor ve bunların ücreti ödenmiyor, çalışanına saygılı şirket en başta devlet tarafından garanti altına alınan hakları ödemeli.

2- Kesinlikle farklılıklar oluyor ancak bu farkı yaratanlar da birimler, ekipler özelinde yöneticiler. Her şey dışarıdan gözüktüğü kadar güzel olmuyor.

3- Teknolojik açıdan şirketin her alanda(backend, frontend, network) öncü olduğu ve en son teknolojinin takip edildiği izlenimi veriliyor fakat iş projelere geldiginde eski teknoloji ve yöntemlerden vazgeçilmediği görülüyor. Bunda müşteri tarafı ve projelerin planlanması aşaması çok onemli rol alıyor tabi ki. Projeyi bir an önce teslim etme baskısı, yeni teknolojiye adaptasyon sürecinin maliyeti gibi faktörler şirketi dışarıya yenilikçi olarak tanıtma zorunluluğuna itiyor.

Zaman baskısı ve yapılan işin kalitesine olan etkisi

Zaman baskısı bazı durumlarda kaçınılmaz olarak çalışanların üzerinde oluşturulan stresi tetikleyen ve hiçbirimizin tercih etmeyeceği bir çalışma şeklini doğuruyor.

Genellikle bu zaman baskısı fazla mesai gibi durumlara neden olabiliyor. Elbette bu durumda işlerin kalitesinden ödün verilmesi yani teknik borç bırakılmasını beraberinde getiriyor. Bu durumun çalışanlar üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu ve bazı istisnai durumlar dışında olumsuz karşılandığını söyleyebiliriz.

Çalışan yorumu (- negatif)

1- Şimdiye kadar yöneticilerimden sadece zaman baskısı yedim, bu da kalite açısından gözardı edilebilecek unsurlara yol açıyor. Bunun en büyük sonucu da projenin daha en başından teknik borç ile doğması.

2- Evet. Zaman baskısı yüzünden işler teknik borç bırakılarak yapılıyor ve bu borçlar hiçbir zaman giderilmiyor.

Çalışan yorumu (+ pozitif)

1- Flat bir hiyerarşiye sahibiz, büyük patron dışında bir alt/üst ilişkisi yok. Açık konuşmak gerekirse o da işin teknik tarafına en az bizim kadar hakim olduğu için işimizi kaliteli ve içimize sinecek sekilde yapmamız için elinden geleni yapıyor. Teknik tartışmalar esnasında anlaşmazlıklarda da yaşanıyor tabii ama herkesin ortak görüşü isleri daha iyi yapmak olduğu icin hiçbir sorun kisisel algılanmıyor.

Çalışma ortamında yaşanan rahatsızlıklar

Çalışma ortamı biz yazılımcılar için oldukça önemli bir konu. Bu konuda yurt dışındaki çoğu şirketin ideal ortamı yaratmak için birbirleri ile yarıştıklarını düşünürsek benzer durumun yakın zamanda Türkiye’deki şirketler tarafından da uygulanmaya çalışıldığını görebiliyoruz.

Çalışanlar için yaratılan eğlenceli, keyifli, çalışmaktan zevk alınacak ortamlar beraberinde kaliteli insanları getirir bu bir gerçek. Her yazılımcı kendisine değer verilen ve iyi imkanlar sunulan, çalışırken rahat edebileceği bir ortamda çalışmak ister.

Ancak bazı şirketler standart ekipman dışında pek bir imkan sunmuyor bunuda şöyle sektöre bir göz gezdirerek görebilmek mümkün. Çalışanına işe giriş paketi hazırlayan şirketlerde var, bütçesi olduğu halde bütçemiz yok diyerek ufak ancak çalışan için önemli ihtiyaçları karşılamayan ve sadece hayal sunan şirketlerde var.

Ergonomik araç gereçlerin sağlanması en başta çalışanın sağlığı açısından önemli bir konu. Tüm gün belinizin ağrıdığı bir sandalye üzerinde otururken ve gözünüzü yoran bir monitöre bakarken işinizin kalitesini etkilemediğini söyleyemezsiniz. Farkında olmasanız bile bu rahatsız ortamlar yaptığınız işin kalitesine etki eder.

Bugüne kadar karşılaştığım ilanlarda “benefits” kısmının yer aldığı bir ilan sadece bir iki kez gördüm. Standartlaşmış sıkıcı ilanlar yerine özgün ve ilgi çekici ilanların daha faydalı olduğunu düşünüyorum.

İlanların neredeyse tamamı çalışandan beklentiler üzerine olmamalı. Şirket ne sunuyor çalışanlarına? Bu sorunun cevabının ilanlarda açıkça yer alması gerekiyor.

Bu konuda biraz çalışanların yorumlarına bakmak istiyorum;

Çalışan yorumu (+ pozitif)

1- Çalışma ortamımızla alakalı bir sıkıntım olmadı. Sürekli aynı ortamda olmaktan bunaldığımız zaman uzaktan ya da hep birlikte başka ortamdan(cafe vb) çalıştığımız oluyor.

2- Çalışma ortamında rahatsız eden genelde donanımsal şeyler olabiliyor. Şirket de onları olabildiğince hızlı şekilde karşılayıp sorunu ortadan kaldırıyor.

Çalışan yorumu (- negatif)

1- Açık ofis sisteminde çalıştığımız için bol miktarda gürültü ve dikkat dağınıklığına maruz kalmaktayım. Çalışan ortamının ses ve insan kalabalığından izole edilmiş olması gerekiyor. Fakat bunun için şirketin yapacağı bir şey görünmüyor maalesef.

2- Çalışma ortamında en sıkıntılı konulardan birinin open office olduğunu düşünüyorum. Open office olması çok kolay dikkat dağılmasına sebep olabiliyor. Bu sebeple kulaklıklarım iş yerinde vazgeçilmezim.

Çalışana verilen değer ve çalışanlar arası ayrımcılık konusu

Özellikle Türkiye’de denk gelinebilecek konulardan bir tanesi çalışanlar arasındaki ayrımcılık konusu. Ben lafı uzatmadan konuştuğum çalışanların bu konuda yaptıkları yorumlara geçmek istiyorum;

Çalışan yorumu (- negatif)

1- Çalışanlar arasında ayrım kesinlikle var. Yok diyenin alnını karışlarım :) Yöneticiyle birlikte gelen çalışanlar, sonradan yöneticinin gözbebeği olan çalışanlar her şirkette vardır. Bunu yönetmesi gereken yönetim seviyesidir ancak bunu doğru yönetebilene pek denk gelmedim.

2- Her şirkette olduğu gibi ister istemez şirketin eski çalışanlara karşı bir miktar ayrımcılık yaptığını düşünüyorum. Bu eski çalışanların şirket kültürü, şirket projeleri gibi birçok seye hakim olması sebebiyle, daha fazla zam oranları, izinlerde müsamaha ve haksiz terfiler gibi ayrımcılıklar ile şirkette tutulmaya çalışılmasına birçok kez denk geldim.

Çalışan yorumu (+ pozitif)

Çalıştığım şirket bugüne kadar çalıştığım, çalışanlarına en fazla değer verdiğini düşündüğüm şirkettir. Sebebi sağladığı ortam ve imkanlar. Ek bir ayrımcılık yapıldığını düşünmüyorum.

Adil gelir dağılımı var mı?

Gelir dağılımı konusu elbette çok yönlü bir konu. Bir çalışanın yetkinliği, tecrübeleri ve şirkete katacağı değer ile orantılıdır genellikle. Ancak bazı şirketlerde benzer yetkinliğe sahip kişiler arasında farklar olabiliyor. Bu soruyu çalışanlara yönelttim ve cevaplar şu şekilde oldu;

Çalışan yorumu (- negatif)

1- Hayır, önceki maddelerde de söylediğim gibi tanıdıkla gelen her zaman daha yüksek alır, diğerlerine de çok fazla pay kalmayınca ortaya adaletsiz maaş dağılımı çıkıyor.

Çalışan yorumu (+ pozitif)

1- Kismen evet, piyasa şartlarına göre %10–15 gibi daha yüksek maaşlar verilse de, daha önce bahsettigim üzere şirket icindeki yapıda maaşlar bir miktar farklılık göstermekte.

2- Adil gelir dağıtımı yapıldığını düşünüyorum. 2019 senesi başlamadan önce İK ekibi şöyle bir çalışma yaptı. “Hangi pozisyonun hangi seviyesi icin maaş skalası nedir” sonra bu araştırmaya göre eksik çıkanlarda maaş iyileştirmesi de yapıldı.

Yurt dışına göç konusu

Yazının en önemli konularından bir tanesi son yıllarda yaşanan göç dalgası hakkında. Bu konu hakkında ne gibi çözümler üretilebilir şeklinde bir soru yönelttim.

Çalışan yorumu:

1- Yurt dışındaki şirketlerin ofis ve çalışma ortamları, sağladığı imkan ve yan haklar rol model alınmalı. En büyük önlem home office ya da remote çalışma sekline geçiş süreçlerinin başlatılması olabilir.

2- Şirketlerin en kötü huyu çalışanlar giderken düzenlemeler yapmamaları, bu sebeple varken çalışanın değerini bilmeleri, motivasyonlarını yüksek tutmaları gerekiyor diye düşünüyorum.

3- Business value of IT farkına varmalılar. TR’de yöneticiler geleneksel tutum içerisindeler.

4- Yurtdışına göç için şirketlerin sadece yapabilecegi kendi şartlarını çekici hale getirmek olabilir. Ama herseyi mükemmel dahi yapsa kariyer için yurtdışı seçeneği daha cazip gelebilir.

5-

  • Şirket vizyonları açık, anlaşılabilir ve çalışanlar tarafından benimsenebilir olmalı.
  • Hem şirket içi hem de şirket dışı ilişkilerde dürüst olunmalı
  • Karışılıklı güven ilişkisini sağlam temeller üzerine oturtmalı (bilhassa uzaktan çalışma konusunda)
  • Yaşanan sorunlar karşısında suçlayıcı değil yapıcı ve ileriye yönelik önlemler alan bir yaklaşım benimsemeli.
  • Maaş / hisse paylaşımı vb. konularda yerli ve yurtdışı piyasanın farkında olunmalı, yapılan işin karşılığı verilmeli.
  • Kişisel gelişim konusunda istekli olanlara destek verilmeli, olmayanları zorlamadan teşvik etmeli.
  • Konferans vb. gibi yurtdışı etkinlikler icin bütçe ayrılmalı.

Son söz..

Özellikle çoğu cevap birbirine yakın olduğu için sadece aralarından seçtiklerime yer verdim. Yazıda kendi görüşlerim yer aldığı gibi her başlık için diğer çalışanların yorumu da yer almaktadır.

Sevgiyle kalın..

https://superpeer.com/oguz

--

--

Oğuz Kılıç

developer @trendyol, ex @eBay, sci-fi addict. JavaScript, Frontend, Software Architecture